330 yilinda Roma Imparatorlugunun yeni baskenti olarak insa edilen Istanbul, Dogu Roma ve Osmanli Imparatorluklarinin baskenti, modern cumhuriyet Türkiyesinin de en büyük ve kültürel anlamda en zengin sehri olarak her daim tüm dünyanin yüzünü döndügü bir sehir oldu. Asirlar boyunca dünyanin farkli köselerinden bircok yazar, sair, bilim adami, devlet adami, asker maceraperest onlarca isim, dünyaya yön veren bu sehre ve onun mimari, kültürel, sosyal, dogal ve demografik zenginliklerine karsi büyükbir ilgi ve merak duydu. Bu sayede Istanbul, tarihin ve edebiyatin birincil kaynaklari olan seyahatnameler bakimindan dünyanin en zengin sehirlerinden biri haline geldi. Cesitli merak ve fantezilerle bu sehre gelen, bu sehirden gecen yüzlerce isim, yine bu sehirle ilgili kalem oynatmaktan kendisini alamadi. Bu kitap, asirlar boyunca Istanbuldan gelip gecen, farkli tarihlerde, farkli gözlerle bu sehri inceleyip farkli dillerde eserler veren bircok yazari ve seyyahi bir araya getiriyor. Lamartineden De Amicise, Lady Montaguden Pierre Lotiye, Gautierden Hemingwaye kadar dünya capinda bircok ismin gözünden ve kaleminden Istanbulun kadim tarihi bir kez daha yaziliyor.